Ekip Organizasyonu

Bugün Galatasaray’ın ligde bulunduğu konum ve takımın fikstür boyunca oynadığı maçlar göze alındığında sevgili Hamza Hoca’ya insanın aşağıdaki bir iki soruyu sorma isteği doğuyor

1. Eğer sezon başında bu takımın teknik direktörü olsaydınız yabancı hakkınızı Pandev ve Dzjemali ile mi değerlendirmek isterdiniz yoksa bugün en çok sıkıntı çektiğiniz kanat beki pozisyonunda Eboue ve orta ikilide Dany ile mi sezona başlardınız?

2. Elinizde yerli statüsünde Ceyhun Gülselam varken ve maddi olarak Djemaili’den çok daha düşük bir maliyet ile kadronuzda tutabilecekken Ceyhun’u gönderip yerine Djemaili’yi mi tercih ederdiniz?

3. Bruma mı Amrabat mi sizin oyun anlayışınızda kiralık olarak gönderilirdi?

 

Sezon başında neden kadro dışı kaldığı belli olmayan Sabri sezon ortasında kurtarıcı olarak affedilirken çok bilen spor medyamız iki maç sonunda Sabri’yi adeta asrın futbolcusu olarak betimlerken Sabri’li Galatasaray’ın son 3 sezonda karbon kağıdı konulmuş kopyeli yediği sol açık bindirmeli golleri ve ters kademe açığından kaynaklanan pozisyon verme hastalığını unutmuş olmaları açıkçası bu işi ne kadar iyi bildiklerinin adeta ispatı niteliğinde. Oysaki çok uzağa gitmeden Fenerbahçe maçında Kuyt ve Trabzonspor maçındaki ilk golü üst üste koyduğunuzda Sabri’den neden bir sağbek yaratılamayacağını ve özellikle ilerleyen yaşı ile artık ileri geri koşamamaktan kaynaklanan sürekli adamını ve pozisyonunu defans ikilisi ile kapatma sebebiyle Galatasaray’ın neden bu kadar çok gol yediğini algılamak için futbol dahisi olmaya gerek yok.

 

Ekip kurmak ve doğru adamları seçip doğru görevlerde kullanmak bugün için takım sporu ve iş dünyasında çok önemli hal almışken üstte sorduğum 3 soru ışığında Galatasaray’ın elindeki malzemeyi ne kadar kötü kullandığını anlatabildiğimi düşünüyorum. En azından gelecek sezonlarda bu işi doğru yapabilmek dileğiyle…

 

 

TT Arena Eziyeti

Turkiye’de son yillarda herkes her isi yapar oldu ve isin kotusu ben yaptim oldu tarzinda sonsuz bir ozguven patlamasi ortama hakim.. Nisan 2013 itibariyle yurda ilk donus askiyla TT Arena’da once 2012-2013 sampiyonlar ligindeki Galatasaray-Real Madrid macini da kapsayan 5’li kombine paketiyle tribunlere hizli bir geri donus yaptim ve bunun ertesi senesinde TT Arena Dogu blok 113 blok’da ikinci siradan 4 kombine satin alarak TT Arena izdirap serilerine hizli bir gecis yaptim.

Neden izdirap serisi olarak nitelendiriyorum burada kendimce sizlere aktarmaya calisacagim ancak oncesinde dunyanin her yerinde spor musabakalari icin yapilan mimari yapilarda kisisel kullanimda yapilan mimari hesap ve dizaynlardan cok farkli planlama ve dusunce icersinde olmaniz gerektigini vurgulamak istiyorum. Cunku bu tarz yapilar kullanildigi anda icerisinde cok kisa sure ve belirli zaman araliginda on binlerce seyirciyi barindirmak ve onlara belirli konforda hizmet saglayabilmek icin dizayn edilirken Turkiye’de toplu konut uretme projeleri ile unlu TOKI tarafindan projeler gerceklestirildiginden, milyonlarca dolari sactiktan sonra sonuc hezimet oluyor.

Kuresel ekonomi sayesinde azalan maaliyetler ile birlikte bircok spor sevdalisi dunyanin farkli yerlerinde farkli spor musabakalarina katilarak bu isin oralarda nasil yapildigini gozlemleme sansina sahip oluyor, nazichane bendeniz de 6.5 yil boyunca Avrupa’da yasama firsatini da degerlendirerek Italya, Ispanya, Almanya, Fransa, Isvicre ve diger ulkelerde farkli futbol musabakalarini yerinde gozlemleme ve bircok stadi gorme sansina sahip oldum. Bu gozlemlerim esnasinda dunyanin hicbir yerinde 55bin kisilik bir stadyumdan cikan spor severlerin toplu tasima veya aracina ulasmaya calisirken tel orguler icersinden ve iki adet merdiven vasitasi ile saatlerce izdirap cekerek cikmaya calistigini gormedim.

Dunku dunya derbisi olarak adlandirdigimiz Galatasaray-Fenerbahce musabakasinda Seyrantepe metro guzergahinin ve duraginin kapali olmasi sebebiyle 30 kusur bin adet taraftar saatlerce sizlere yukarida aktarmaya calistigim iki merdiven uzerinden toplu tasima araclarina ve sahsi araclarina ulasmak icin itis kakis bir ortamda mucadele ettiler.. Aileleri ile gelen cocuklar dehset dolu gozlerle bu kalabaligin icersinde ezilme tehlikesi ile burun buruna anne ve babalarinin ellerini korku ile tutarak dehseti gozlemlediler.. Cikis esnasinda aklimda hep bu kalabaligin icersinde bir panik aninda veya saglik problemi yasayan bir taraftar olmasi durumunda yasanacaklari hayal ederek, 2 saat suren merdiven yolculugumu tel orguler arasinda yaparken gelisen ve ilerleyen Yeni Turkiye’yi dusundum durdum…

‘Otuzuncu katta bahce olmaz dediler, ben yaptim oldu…’ – Bir reklam spotundan alintidir..

Galatasaray – Fenerbahce Mac Analiz

Ligin henuz cok basi olmasi sebebiyle kaybedenin telafi icin bolca zamani olacagi bir derbi izledik dun aksam. Galatasaray’da ortaya cikan Baskanlik secimi sebebiyle, Prandelli icin biraz daha anlamli olabilir galibiyet acisindan ancak ben sampiyonluk yolunda derbilerden cok maratonu iyi kosanin sampiyonluk ipini gogusledigine inananlardanimdir.

Maca her iki takim alisilmisa yakin kadrosu ile baslarken, Fenerbahce ve Ismail Kartal’in sakatligi olan oyunculari oynatma riskini alarak bir dizilis olusturdugunu gorduk ve nitekim bu risk macin daha baslarinda sayilabilecek bir anda Emre’nin Selcuk ile zorunlu degisimine de yol acti.. Kaleci Volkan’in sakat sakat oynamasindan oturu Ismail 3. oyuncu degisikligi hamlesini hep ileriki dakikalara tasiyarak mac boyunca kendi hamle sayisini da bir nebze olsun kisitlamis oldu.

Oyunun ilk 54 dakikasini goz onune aldigimizda statik ve saklanan bir ortasaha ile oynayan Galatasaray’a karsi Fenerbahce’nin daha uretken ve hakim futbol oynadigini soylememiz gerekli, ben rakamlar ve dizilisler uzerinden oyun analizi yapmayi cok sevmiyorum o sebeple Galatasaray su dizilis ile oynamali tarzinda bir elestri yapmak yerine ortasahada kacak oynayan veya kesicilik (tartisilir) ozelligi disinda bir ozellik saglamayan Djemaili’li bir kurgunun Galatasaray’a yarardan cok zarar getirdigine inananlardanim.. Bu kurgu icersinde Selcuk’u iyice sag kanata yakin oynamaya iterek verimini de asgariye indirdigine inaniyorum teknik adamin.

Galatasaray’in sezon basinda bedelsiz olarak biraktigi Ceyhun Gulselam akillara gelince kendi kendime uzerine para vererek Djemaili tarzinda bir topcu almanin mantigini bir turlu bulamiyorum. Ortasahada ve kanatlarda statik oynayarak Turkiye liginde ozellikle deplasman maclarinda pozisyon zenginligi yakalamasinin Galatasaray acisindan cok zor olacagi sinyallerini sezonun ilk macindan beri alirken Prandelli’nin ikinci forvet olarak Sneijder, Olcan veya Pandev’i kullanmasinin oyunu daha da statik ve duragan hale getirdigine inaniyorum.

Tribunlerdeki bir iki tespiti burada yazamadan gecemeyecegim, Veysel’in oyun formu ve yaptiklari goz onune alindiginda diri bir Sabri veya Eboue’ye haksizlik yapildigini, Djemaili’nin topla dripling yaparken surekli asagida olan kafasini gozlemleyince Hamit veya Emre Colak’in cok daha verimli olacagina tum tribun daha fazla inaniyor, ancak teknik adam israrci olduguna gore gozden kacirdigimiz noktalar olabilir umidi ile kendi kendimizi telkin etmeye bir sure daha devam edecegimiz kesin.

Bana gore macin kirilma ani Alves’in karti ve daha sonrasinda 2 metre icersinde kornerden gelen topa Kadlec’in zor olani basararak disari vurmasi. Kadlec’in pozisyonundan sonra Galatasaray’in statik ve 3 gun 3 gece oynansa dahi gol olmaz izlenimini veren oyununu Sneijder gibi buyuk ustanin muhtesem iki vurusu ile yoktan gelen bir galibiyet olarak ozetlemek cok da yanlis olmayacaktir.

Aslinda anlatilacak cok sey olabilir bu mac icin ancak Prandelli’nin 1-2 maclik yeni bir kredi acmis oldugu bu sonuc ile sonrasini izleyip gormeye ve yazmaya devam etmek daha dogru olacaktir.

Macin bana gore one cikan adamlari tabiki iki muhtesem golu ile maci Galatasaray lehine ceviren Sneijder ve Fenerbahce adina tum mac boyunca inanilmaz isler yapan Kuyt diyebiliriz.. Bu iki muhtesem adama yaklasan Gokhan, Caner ve Chedjou’yu da anmadan analizi bitirmeyelim.

Pep Guardiola

GörselGuardiola bircok insani Chelsea ve Manchester City’nin tekliflerini red edip gelecek sezon icin Bayern Munih ile anlasmasi ile ters kosede birakti gectigimiz hafta icersinde. Guardiola’yi teknik direktorluk kariyeri boyunca yakinen takip eden ve Barcelona’nin 2003’den beri uyesi olan bendeniz bu kararini supriz olarak karsilamadim. Bana gore kendi felsefesini en rahat uygulayabilecegi ve avrupadaki en kurumsal kulubu isteyerek tercih etti.

2011/2012 Sampiyonlar Ligi istatistiklerini inceledigimizde Barcelona’dan sonra oyuna ve topa en cok hukum ederek oynayan ikinci takimin B.Munih oldugunu goz onune aldigimizda Pep kafasindaki topa ve oyuna surekli hukum etmek isteyen ve oyunu 20 metre icersinde surekli sikistirmali pres ile zorlayan futbol felsefesine devam etmek istedigini anlamak guc degil seciminden. Su an icin Avrupa’da en profesyonel yonetim sekline sahip ve nakit sikintisi olmayan B.Munih ve Pep birlikteliginden neler dogacak merakla takip edecegiz onumuzdeki sezon icersinde.

Bu arada bu transfer ile tekrar kendi ligimiz takimlarina bir elestri getirmekte fayda goruyorum. Ornek olarak Galatasaray, lig devre arasina giriyor gazetelerde kulup baskaninin demeci ” Sn.Terim ile henuz gorusup transfer listesini alamadim” eger Avrupa kulubu olmak istiyoruz paralelinde bir demeciniz varsa ve transfer icin hala listeler bekliyorsaniz ne kendinizi ne de pesinizdeki milyonlarca insani kandirmayacaksiniz. Bu gibi transferler ve kulup hedefleri aylar oncesinden stratejik olarak planlanmali ve programlanmali. Yoksa listeler ve gorusmeler derken, sezonlar basliyor, kamplar geciyor ve oyuncular tombala misali son anda yumurta kapiya dayandiginda belirmeye basliyor. Form tutmalar, takima alismalar ise aylar ve yillar alabiliyor.

 

 

Wesley Sneijder

Görsel
Ha geldi, ha gelemedi derken son 72 saattir tum Galatasaray ve Turk Spor medyasini uykusuz birakan insan Wesley Sneijder. Twitterda ismini yazip bir arama olusturdugunuzda binlerce ilginc mesaj ile karsilasabilirsiniz. Bir yanda Chelsea, Liverpool, MUTD, Arsenal ve Tottenham taraftarinin Inter ile Galatasaray’in vardigi mutabakat karsiligindaki saskinliklari ve hayal kirikliklarini tasvir eden mesajlar, diger bir yanda kardesine ve karisina yurdum gencliginden atilan Turkiye’ye gelin mesajlari. Insan aglasin mi gulsun mu karar veremiyor.
Gelsede gelmesede bize ilginc bir haftasonu yasattigi icin surekli hatirlanacagini ve mavra konusu bu saatten sonra yadsinamaz. Rakip takim yoneticilerine bile matematik hesaplari yaptiran maaliyetinin gelmesi durumunda her firsatta tartisilacagi, takim arkadaslari ile bu sebepten yasadigi sikintilarin sikca dile getirilecegi hic suphe kaldirmaz. Kendi takim kaptanini medyada okuduklari bir cok haber isiginda yuhlayan Galatasaray taraftari Sneijder geldiginde nasil bir tepki koyar oda benim ozel merak konum. Neyse son 48 saat hep beraber yasayarak gorecegiz.. Hala gelecegine umit vermiyorum ancak olurda gelirse 35 yasina kadar Galatasaray’da basari ile top oynayarak gonullerdeki Hagi boslugumuza merhem olabilir.

Turk Futbolunda Kaos

Futbol tarihimize kara gun olarak gecen 4 Temmuz 2011 tarihinde baslayan bir dizi tutuklamalar sonucunda 8 takimin icinde bulundugu kaos ortami 31 Ocak 2012 tarihinde Mehmet Ali Aydinlar ve ekibinin istifasi ile en ust noktaya cikmis oldu. Tahmin ediyorum bugun MAA’lara kulupler birligi toplantisindan sonra 11 Temmuz’da yapmis oldugu aciklama ile ligleri bu sekilde oynatma karari dogrumuydu diye sorsak pismanligini gizlemeyecektir.

Eger o gun TFF bir karar alabilmis olsaydi bugun bu konularin uzerine bir sunger cekilmis ve onumuze bakiyor olacagimizi dusunuyorum… Ancak icinde bulundugu sartlar ve kimse ile terse dusmeme kaygisi bugun futbolumuz maalesef tarifsiz bir kaos ortamina suruklemistir. Tarih bunu hicbir zaman unutmayacak nesillerden nesillere bu ayip aktarilmaya devam edecek.

Blog at WordPress.com.

Up ↑